Yerel basını yok sayan siyasetçiler!

Yerel basını yok sayan siyasetçiler!

Yerel seçimler yaklaşırken, bir belediye başkan adayının sözleri ortalıkta dolaşmaya başladı.
Geçen hafta kaybettiğimiz Levent Eriş’in cenazesine katılan Millet İttifakının Büyükşehir Belediye Başkan adayı İyi Partili Dr. Cihan Kolip, “Ben yerel basını takip etmiyorum. Çünkü gün boyu oradan oraya koşturmaktan vakit bulamıyorum” demiş.
Bu söze şahit olan arkadaşlarımız farklı mecralarda dillendirmişler.
Ben doğma büyüme Sakaryalı’yım.
Sakarya’da 31 yıldır gazetecilik yapıyorum
Dr. Kolip’in adını ilk ittifak gündeme geldiğinde İP İl Başkanı Selçuk Kılıçarslan’dan duydum.
Ben tanımıyorsam, çok fazla tanınmıyordur gibi iddialı bir söz etmek istemem.
Ancak aday olana kadar tanımıyor olsam bile bırakın bir gazeteciyi bir seçmen olarak bana kendisini tanıtması gerekirdi.
Bunu nasıl yapacaktı?
Ya gelip benle tanışacak ya da yerel basın üzerinden kendini tanıtacaktı.
İkisini de yapmadı.
Bana gelmesini beklemiyorum.
Muhtemelen selam vermesi bile yasaklanmıştır!..
Her gün yedi gazeteyi ve çok sayıda internet sitesini takip ediyorum.
Dr. Cihan Kolip’in şehirle ilgili net bir vaadini henüz duymadım.
Bizim gazeteye haber ambargosu da koymuşlar.
Haberleriniz de sizin gibi yasaklı.
Gazeteye gönderilmiyor.
Biz ajanslarda gördükçe yayınlıyoruz.
Hadi bizim gazeteye küssünüz…
Diğer gazetelerde neden yoksunuz?
O gazetelerde, internet sitelerinde neden sizi görmüyoruz?
Vaatleriniz, projeleriniz nerede?
AKP’ye karşı alternatif olarak ne sunuyorsunuz?
Seçmen size neden oy versin?
Bunları tek tek 705 bin seçmene nasıl anlatacaksınız?
Varsayalım seçildiniz, yerel basını yok sayarak belediyeyi nasıl yöneteceksiniz?
Yerel seçim öncesinde yerel basınla kavga eden, yerel basını izlemeyen bir başkan adayı ne kadar başarılı olabilir?
Yazı Dr. Cihan Kolip üzerinde kuruldu ama şöyle genel bir tespitle bitirelim:
“ Yerel basın, bir siyasetçinin seçilmesini sağlayamaz. Ama seçilmemesini sağlayabilir.”
Anlayana…

Kaçak bilet işi ve sponsorluk mevzusu

Gazetelerin spor sayfalarında birkaç gündür Sakaryaspor’un son maçında stada kaçak giriş yapıldığı iddiasıyla ilgili haberler var.
Yönetim kaçak girişlerle ilgili İstanbullu bir grubu suçluyor.
Burada kesinlikle yönetimin ihmali olduğunu düşünüyorum.
Sakaryaspor yönetimi gerekli önlemleri almayarak bu işin önünü açmıştır.
Sakaryaspor’un böyle bir konuyla anılıyor olması bile büyük bir ayıptır.
Sakaryaspor’a olan güveni sarsan bu olayla ilgili kimin ihmali varsa yönetim o kişinin biletini kesip göndermelidir.
Bir de Yenihaber’in internet sitesinden ilk kez kamuoyuna duyurduğu sponsorluk mevzusu…
Spor basını neredeyse 2 aydır sponsorluk mevzusunu ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor.
Neredeyse her gün manşetlerde bu konu var.
Ancak gördük ki bu sponsorluk görüşmelerini sürdürenlerin karşı taraflar nezdinde bir ağırlığı yok.
Haftalarca oyalanan Sakaryaspor, sadaka verir gibi bir parayla adeta uyutulmuştur.
Bunun da sorumlusu bence Sakaryaspor’dur.
Bugün sponsorluk görüşmeleri yapılırken 5 yıl önce Sakaryaspor’a 5 milyon lira veren Adatıp’la yapılan sözleşmenin gerekleri yapılmamış, sözleşme adeta askıya alınmıştı. 
Daha önce de Toyota ve Şen Piliç’e benzer şekilde verdikleri katkılar unutularak reklamları süresi gelmeden sökülmüştü.
Her şeyi bir kenara bırakın.
Yıllardır iyi gününde Sakaryaspor’un yanında yer alan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu küstürülmüştür.
Tüm bunlar, Sakaryaspor yönetimlerine olan güveni sarsmaktadır.
Bence Sakaryaspor Başkanı Cevat Ekşi, Sakaryaspor’un her şeyden önce vefalı bir takım olduğunu hatırlamalı ve bunun gereğini yapmalıdır.

Yayınlama: 22.02.2019
Düzenleme: 22.02.2019 14:55
667
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.