YENİDEN MERHABA !

YENİDEN MERHABA !

güven hasbaşAylardır yazmıyorum. Ama şehirde olup bitenlerle alakalı fikir beyan edememekten sıkıldım. Ben yazmayınca dünya dönmekten falan vazgeçmedi…

6 aylık ayrılığın ardından yeniden kaleme sarıldım.

Şehri bizlerin oylarıyla seçilenler değil bürokratlar yönetiyor. Sinirlerim bozuluyor. Öyle ya da böyle bu şehrin seçtiği isimler karar veremiyor çoğu şeye. Şehir için atılması gereken adımlara atanmış bürokratlar karar veriyor. Seçilmişler niyeyse sessiz kalıyor….

İl Halk Sağlığı Müdürü görevinden ayrılıyor yerine atamayı Vali Hüseyin Avni Coş yapıyor. Kimi atıyor bu görev için, kendisiyle şehre gelen birini. Çok başarılı çok iyi işler yapacak bile olsa yeni atanan müdür benim seçilmişlerimin karar vermesini isterdim. Ama benim seçtiğim isimler duruma müdahale edemiyor. Vali Coş’un Cumhurbaşkanına olan yakınlığından korktuklarından mı veya başka sebepten mi kimse sesini çıkaramıyor.

Şehrin imarı Zafer Poyraz’dan soruluyor. Ne meclis üyeleri ne de belediye başkanları Poyraz’ın kararını sorgulayamıyor.  

Örnekler daha da çoğaltılabilir. İki örnek bile seçim dönemine girildiğinde yalandan sandığa gittiğimizi göstermeye yetiyor da artıyor.

Önümüzde bir seçim var. Partilerinden vekil olmak isteyenler ortaya çıktı veya çıkıyor.

Ülkeyi 13 yıl tek başına yöneten partinin aday adaylarının çoğunluğunun niye aday olduğunu anlamak zor değil. Dertleri vekil olmak falan değil. İşlerinin yoluna girmesi için iktidarın yanındayız mesajı… Kimse işe yaramadığını falan söylemesin. Bal gibi de işe yaradığını 7 Haziran’da aday adayı olanlar kanıtladı. Kimi beton santraline ruhsat, kimi başkasının adıyla girdiği güvenlik sistemleri ihalesini, kimisi de başka işler kaptılar.

Bakalım 1 Kasım seçimlerinde aday adayı olanlar neler isteyip kazanacaklar? Seçilmek için güya yola çıkanların kalitesi bu olunca, seçilmişleri bürokratların yönetmesi çok normal diyerek susmak istemediğim için yeniden yazmaya başladım.

Ne işe yarayacak benim yazmam; Belki de bu kadar burnu büyük seçilmişin olduğu bir kentte hiçbir işe yaramayacak ama en azından vicdanım rahat olacak

1 Kasım önemli…

7 Haziran’da sandıktan çıkan sonuç siyasi partilerin umurunda olmadı. Ne Ak Parti yeterince sorguladı kendini ne de muhalefet partileri. Oysa seçmen bir mesaj vermişti herkese…

Ak Parti’ye güzel işler yaptınız, yaptıklarınız için teşekkürler ama burnunuz çok büyüdü. Küçük dağları ben yarattım edasıyla dolaşan isimlerle dolusunuz. Biraz tevazu, biraz anlayış, biraz sağduyulu olun dedi. Gelinen noktada Ak Parti hala kendine verilmek istenen mesajı anlamamışçasına insanlara tepeden bakıyor. Ekonomi, istikrar ve huzur çok ama çok önemli ama sokakta ki insan omzuna dokunulmasını istiyor.

CHP ve MHP’ye verilen mesaj da çok anlaşılmamış. “Vatandaş ülkeyi sizin yönetiminize bırakamam, siz bu kafayla bu ülkeyi yönetemezsiniz” dedi. Onlar hala aynı kafadalar.

1 Kasım’a gidilirken bir özetleme yapmak gerekirse; Ak Parti yine bildik tavrıyla seçime gidiyor. Kul hakkı diyip insanlara kuyu kazan, insanları mağdur edip, mağdur edildiği için vekil yapılan, şehre menfaati olmayan ve olması da beklenmeyen  isim veya isimler olacak listede. Sokakta selam verecek kimsesi olmayanların yazıldığı listeden ne beklenebilir ki…

Ak Parti ne sokağın ne de tabanın sesini dinlemeden hazırlayacak listesini.

Peki ya MHP, MHP’de durum farklı mı olacak. Orada da aynı şeyler olacak. Şehre dair bir söylemi olmayan ama sırf birileriyle diyalogu iyi diye yine liste başı olacak.

CHP’nin de diğerlerinden farkı yok. 7 Haziran’da listeye ikinci sırada giren isim mahallesinden delege seçilemiyor. Ama olsun onun Ankara’da tanıdığı var diyerek yine ikinci sıraya yazılacaksa, sandığa gitmeye gerek yok…

1 Kasım seçimlerinin sonuçları ülkemiz için çok önemli. Belirsizliğe kimsenin tahammülü yok. Ama sırf belirsizlik olmasın diye de bizi temsil etmeyen isimlere oy vermemiz istenecekse yine… 1 Kasım’da sonuçlar değişmeyecek şimdiden söyleyeyim…

Bu adamları kim koruyor?

Şehir de ki özel sağlık kuruluşlarını denetlemesi için İl Sağlık Müdürlüğü’nde bir şube müdürü atanmış. Atanan ismin özel hastanelere bırakın yaptırım yaptırmayı, yüksek sesle selam verecek durumu yok.

Özel hastaneler işlerini birilerinin selamıyla hallettikleri için olsa gerek sokakta stant açıp müşteri toplayan çok rahat. Nasıl olsa kimse ceza yazamaz diyerek sokaktan müşteri toplamaya devam ediyor.

Özel hastanelerin sokaktan hasta pardon müşteri toplaması atanan bürokratın umurunda değil. Hastane sahipleri zaten işi ticarete dökmüş durumda. Peki sağlığın yerlerde sürüklenmesine ses çıkacak bir yetkili yok mu bu şehirde?

Yayınlama: 07.09.2015
625
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.