Tank Palet, armağandır, kutsaldır, satılamaz

Tank Palet, armağandır, kutsaldır, satılamaz

Bu ifade Sakaryalı işadamı Kenan Maraşoğlu’na ait.
1974-1987 yılları arasında Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı Sakarya Şube Başkanlığı görevini yürüten Maraşoğlu, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla özelleştirme kararı alınan Tank Palet Fabrikası’nın Sakaryalıların nakdi yardımları ile yapılarak, Türk Silahlı Kuvvetlerine armağan edildiğini dile getiriyor.
Fabrikanın kuruluş tarihi 1973 olarak görülüyor.
Ancak fabrika 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’yla başlayan Amerikan ambargosuyla önemli hale geliyor.
Bu tarihten itibaren halkın büyük katkılarıyla güçleniyor.
Maraşoğlu tek kuruş desteği olmadan dönemin Valileri, Tümen Komutanları ve Sakarya halkının desteğiyle fabrikanın üretime geçtiğini anlatıyor.
Kenan Maraşoğlu “Yardımların içinde Bakkal Ahmet Efendinin, Arabacı Ali’nin, Tenekeci Fuat’ın, Manav İsa’nın küçük yardımları gibi, Mehmet Bey’in, Fethi Bey’in, falanca şirketin, X bankasının ve bilmen ne fabrikasının katıları vardır” diyor.
Maraşoğlu, Sakaryalı işadamlarının ve Sakarya halkının alın teri ile kazandıklarından ayırarak verdiği yardımlarla yapılan Tank Palet Fabrikası’nın Sakarya halkının Türk Silahlı Kuvvetlerine bir armağanı olduğunu söylüyor.
Sakaryalılar’ın hiçbir şekilde fabrikayı HELAL etmeyeceğini belirten Kenan Maraşoğlu fabrika için
“Armağanlar kutsaldır ve satılamaz” diye altını çizerek fabrikanın satılmasına şiddetle karşı çıkıyor.
Özelleştirme kararının ardından Sakarya ayakta.
Özellikle de işçi kesimi.
Biliyorlar ki, Tank Palet’in ardından TÜVASAŞ gelecek.
Bu yüzden de tepkilerini her ortamda dile getiriyorlar.
Bu akşam da Gar Meydanı’nda özelleştirme kararına tepki amacıyla kitlesel basın açıklaması gerçekleştirilecek.
Harb-İş saat 18.00’deki basın açıklamasına tüm Sakaryalılar’ı davet ediyor.

***

Tank Palet’in Milli Tank üretimi için Ethem Sancak’ın sahibi olduğu BMC’ye verileceği söyleniyor.
Milli Tank Altay’ın prototipi biliyorsunuz Otokar’da üretilmişti.
Ancak seri üretim sözleşmesi BMC ile yapıldı.
Benim anlamadığım nokta şu:
BMC ile seri üretim anlaşması yapılırken BMC’nin yeterliliği sorgulanmadı mı?
Tank üretimi için yeterli altyapıya sahip olmayan BMC’ye nasıl Altay’ın üretimi verildi?
En basit bir ihalede bile yüklenicinin yeterliliği sorgulanırken BMC bu işi nasıl aldı?
Yoksa o tarihte Tank Palet’in BMC’ye verileceği belli miydi?
Tank Palet’in yeni sahibinin BMC olacağı herkesin dilinde.
Yapılacağı söylenen özelleştirme ihalesinin anlamı ne?
Galiba ben çok eskilerde kaldım…
Sanırım yeni dönemde bu tür şeylerin pek anlamı kalmadı…

…………………

Kılıçarslan ne demek istiyor?

Siyasi parti yöneticilerinin öncelikle sahip olmaları gereken haslet hoşgörülü olabilmektir.
Herkesin kendileri gibi düşünmeme hakkına saygı duymaları gerekir.
Bunu neden yazıyorum?
Bir süre önce bir yazımda İyi Parti’yi İP şeklinde kısaltmıştım.
Sabah bir telefon geldi.
Partinin İl Başkan Yardımcısıymış.
Emekli öğretmenmiş.
Adını da söyledi ama şimdi hatırlamıyorum.
Ben ne hakla İyi Parti’yi İP şeklinde kısaltmışım.
Neler neler…
O gün sağ tarafımdan kalkmışım.
Ne desem o farklı bir şekilde baskın çıkmaya çalışıyor.
En son “Bana neyi, nasıl yazacağımı siz öğretemezsiniz”  dedim kapadım.
Cumartesi günü izin günüm…
Çoğu zaman telefonum yanımda bile olmaz.
Yanıma alsam da cebimde sessizde olur.
O gün de telefon yanımda sessiz bir şekilde cebimdeydi.
Saati öğrenmek için elime aldığımda, baktım İyi Parti İl Başkanı Selçuk Kılıçarslan arıyor.
Kılıçarslan’ı son dönemde Sakarya siyasetinin kazandığı, ender kaliteli isimlerden biri olarak görür ve bunu her yerde söylerim.
Telefonu açtım.
İnanılmaz bir öfke seli içinde bana İyi Parti’nin adının İP şeklinde yazılamayacağını öğretmeye çalışıyor.
Gazetenin manşetinde yer alan haberde İyi Parti’nin adını İP şeklinde kısaltmışız. 
Buna öfkelenmiş.
Ona 17 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kendilerinin kullandığı şekilde AK Parti şeklinde yazmadığımı ama bugüne kadar böylesi bir tepkiyle karşılaşmadığımı ve bu davranışının hiç hoş olmadığını belirterek güzel güzel anlatmaya çalışıyorum.
Olmuyor, anlamamakta direniyor.
Genel Merkez onu sıkıştırıyormuş…
Baskı yapıyorlarmış, nasıl böyle yazarmışız.
En son ona, kendisine baskı yapanlara benim telefonumu vermelerini söyleyerek görüşmeyi sonlandırdım.
Dün gazeteye geldim. 
Selçuk Kılıçarslan bir basın açıklaması yapmış.
Partinin adının İP şeklinde kullanılması bir itibarsızlaştırma çalışmasıymış.
Biz de buna alet oluyormuşuz.
Bakın Sayın Başkan…
Benim İl Başkanı olduğunuz partiyi itibarsızlaştırmakla ilgili hiçbir çabam olmaz.
Ben, sadece haber ve yazılarda her seferinde parti adının uzun haliyle yazılmasına karşıyım ve bana göre İyi Parti’nin kısaltılmış hali de İP’tir.
Bu gazetenin Genel Yayın Müdürü benim.
Adalet ve Kalkınma Partililer istiyor diye kısaltılmış halini nasıl AK Parti şeklinde yazmıyorsam, İyi Partililer istiyor da İyi Parti diye yazmam…
Bunca yıl hiçbir AKP’li kalkıp bana bunu hesabını sormaya kalkmazken,  önce yardımcınızın, sonra sizin bir öfke patlamasıyla bana işimi öğretmeye kalkmanızı doğru bulmuyorum.
Bu basit konularla uğraşmak yerine,  üzerinizdeki büyük sorumluluğun farkına vararak, Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm belediyelere, güçlü birer aday bulmanız ve yerel seçim çalışmalarına biran önce başlamanızı tavsiye ederim.

Yayınlama: 24.12.2018
758
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.