Sakarya’nın kaderi mi bu?

Sakarya’nın kaderi mi bu?

Sakarya Büyükşehir Belediyesi bir yılı aşkın bir süredir, Toyota’nın vergi iadesi alması nedeniyle Ankara’dan her ay 10 milyon lira eksik ödenek alıyor.
Bu bir yılda 120 milyon eder…
120 milyonla iyi bir yönetici bir hayli iş yapar.
Peki Sakarya’nın bu sorunu neden çözülmüyor.
Çünkü Sakarya, en baştan bu yana AKP iktidarına koşulsuz destek veriyor.
17 yılda, sağımızda, solumuzda her yer hizmete doyarken, Sakarya sadece seçim dönemlerinde hatırlandı.
1 milyonluk bu şehrin merkezinde hala 2’nci basamak bir hastane yok.
Devlet Hastanesi’nden dönüşmüş Eğitim ve Araştırma Hastanesi yetersiz.
4 yıldır bin yataklı şehir hastanesi sözüyle avutuluyoruz.
Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nin sözü verileli tam 10 yıl oldu.
Dün akşam önünden geçerken baktım…
Çok şükür inşaatı hızlanmış, pencereleri takılıyor.
Yıllardır bu şehrin Adalet Sarayı talebi var…
Yer tespiti yapıldı, projesi hazır deniyor, inşaatı bir türlü başlanamıyor.
5 bin kişilik ikinci cezaevi için çok rahat ödenek bulurken Adalet Sarayı’na ödenek bulamıyoruz…
Depremde hasar gören ve içinde yüzlerce polisimizin görev yaptığı İl Emniyet Müdürlüğü binasının acilen yıkılıp yeni binaya geçilmesi gerekiyor.
Çocuklarımız 20 yıldır hasarlı, güvensiz, çok katlı okul binalarda eğitim görüyor.
2019 yılında tekli eğitime geçilecek dendi, Sakarya’nın mevcut okul binalarıyla bu mümkün görünmüyor.
Çok katlı deprem görmüş tüm binalarımız olası bir depremde yıkılacak ama yerel yöneticilerimiz hala kentsel dönüşüm deyince Roman mahallelerini hatırlıyor.
Duble yollarla övünüyoruz, Karapürçek ve Sapanca ilçelerimize hala iki şeritli yollarla gidip geliyoruz.
Karapürçek yolu genişletilecek dendi. 4 km yol birazcık genişletildi, öyle bırakıldı.
Yıllarca terene hasret kaldık.
Seçim hatırına 5 seferle başladı Adapazarı Treni.
Seçimden sonra seferlerden birini iptal edip tek sefere indirdiler.
İstanbul’dan kovulan tüm sanayi kuruluşlarına kucak açtık…
Verimli tarım arazilerimize OSB kurduk…
Bunu da bir övünç kaynağı gibi gösteriyoruz…
Donatım gitti.
TÜVASAŞ, Eurotem’in taşeronu gibi çalışıyor.
Tank Palet’i, BMC-Katar ortaklığına verdik.
Karasu’da 2 bin dönüm arazi bu ortaklığın, bir o kadar Kibar Holding’in…
Bu araziler adeta bu büyük yatırımcılara(!) hediye edildi.
Tarım bitmiş, hayvancılık tükenmiş durumda.
Kırsaldan kaçan kaçana.
Köyler bomboş.
Belediyelerimiz iyi yönetilmemiş, büyük bölümü borç batağında…
Gençlerimiz, hatta çocuklarımız uyuşturucu girdabında.
En fazla uyuşturucu kullanılan iller sıralamasında ön sıralardayız.
Her tarafı Suriyeli, Iraklı dolu…
Şehir merkezinde dolaşırken kendimizi yabancı gibi hissediyoruz.
Bürokrat atamaları yapılıyor, Sakaryalı siyasetçilerin haberi bile olmuyor.
Eğitimde, sağlıkta hep ortalamaların gerisindeyiz.
Şehirde huzur yok.
Kavga, cinayet, hırsızlık eksik olmuyor.
Birçok şehirde kamunun atıl arazileri, halkın kullanımı için yerel yönetimlere verilirken, Sakarya’da kurumlardan arazi almak mümkün olmuyor.
DSİ’nin, askeriyenin, Orman Bölge’nin şehir merkezinde bulunmasının bir anlamı yokken bu kurumlara kimse dokunamıyor.
Bir zamanların efsane takımı Sakaryaspor alt liglere demir attı, bir türlü Süper Lige çıkamıyor.
Play-off mücadelesini İstanbul’un takımı Karagümrük’le taa Bursa’da oynayacağız.
İki şehrin ortasındaki Kocaeli dururken binlerce insanımız Bursa yollarında perişan olacak, kimse buna müdahil olmuyor. ( Başarı diliyorum yeşil siyahlı ekibimize. S.M.)
Bir basket takımımız olmuştu, hızla uçuruma yuvarlandı. Ligden düştü.
Bakın olumsuzlukları yaz yaz bitmiyor.
Ama köşede yerimiz kalmadı…
Derdim içinizi karartmak veya kimseyi yermek değil.
Sadece durum tespiti yapmaya çalıştım…
Son olarak şunu soralım.
Bunca olumsuzluk Sakarya’nın kaderi mi?
….

Günün sözü
Yaşamak izler bırakmaktır.
 Walter Benjamin

Yayınlama: 25.05.2019
Düzenleme: 25.05.2019 19:13
781
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.