Pamukova ile çocukluk yıllarıma dönmek…

Pamukova ile çocukluk yıllarıma dönmek…

güven hasbaşHaftanın ilk iş gününde Pamukova ziyaretim oldu. İlçe merkezinde ki çamurlu yollarda yürümekte zorlansam da küçük bir gezinti yapmayı başardım.

90’lı yılların taşra kasabası görüntüsüyle karşılaşmaktan falan rahatsız olmadım. Peşinen belirteyim…

Pamukova adeta çamur deryası…

Çamurdan da rahatsızlık duymadım. İnanan insanlarız. Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Pamukova’yı çamur deryası haline getirenlerin vardır bir bildiği. Belki de toprakla ilişiği kesilmesin insanların istemişlerdir…

Pamukova’nın çamurlu yollarını gezerken İstanbul’da yaşamakta olan bir arkadaşımın birkaç hafta önce ki serzenişi aklıma geldi…

Çocukluk arkadaşım “Güven gel kaçalım gidelim bir köye yerleşelim. Toprakla uğraşalım. Bıktım İstanbul’un trafiğinden yoğunluğundan, betonundan..” falan filan gibi şikayetleri olmuştu birkaç hafta önce…

Kaçıp gidilecek köy uzakta değilmiş.

Burnumuzun dibindeymiş meğer…

Pamukova gezintim sırasında arkadaşımı arayıp, hayalinde ki köy yaşantısının ayrıntılarını istedim.

Yolları asfalt olmasın. Parke taşları hatta toprak olsun. Ayakkabılarla değil Trabzon lastiği veya çizme ile gezebilelim. Yüksek binalarda olmasın. Bir köy kahvesi, sigaramızı alabileceğimiz bir bakkalı olsun yeter’ dedi.

İstanbul’da ki arkadaşıma hayal ettiğin köyden gelişmiş bulunduğum yer. Birden fazla işletme, okullar falan var. Ama hayalini kurduğun gibi yolları asfalt değil. Parke hiç değil. Çizme veya Trabzon lastiği ile gezebileceğin, yürürken ayaklarından kalkan çamur tepene çıkar” dedim.

İşin şakası bir tarafa Marmara’nın göbeğinde ki Sakarya’da hala vatandaşa eziyet ediliyor.

Pamukova’nın alt yapısı yapılmalı. Elbette kanalizasyon, atıksu, içmesuyu hatları yenilenmeli. Ama bu işin daha az rahatsızlık veren şekli uygulanmalı. Aylardır Pamukova çamur içinde. Kazılan yerlerin üzeri kapansa veya çıkma parkeler döşense olmaz mı? Vatandaşı güneşte toza, yağmurda çamura mahkum etmek vicdansızlık değil mi?

Çocukluğumun geçtiği Ereğli’nin bazı beldeleri seksenlerde, doksanlarda bu manzarayı yaşıyordu. Belde belediyeleri yönetenler o dönemde bile parça parça yapıyorlardı bu işleri. Kazılıp boruların döşendiği yerler daha intizamlı kapatılıyordu.

Pamukova’da çocukluk yıllarımı hatırlatan manzarayı görünce şaşırdım. Alt yapı çalışmalarının daha yeni yapılıyor olması ve mevcut belediye başkanının 4 dönem ilçeyi yönetmiş olması Pamukova’nın ne kadar şanssız olduğunun göstergesiydi.

Belediye binasından afiş asıp rahatsızlık vermekten duyulan üzüntüyü ifade etmenin fazlası yapılmalı Pamukova’da.

Benim çocukluğumu hatırlatan Pamukova değil çocukların rahatça gezebileceği bir Pamukova görmek dileğiyle…

Sendikalı olmak şart mı?

Kaç gündür yazacağım bir türlü fırsat bulamadım. Eğitim camiasında bir sendika kavgasıdır sürüp gidiyor.

Ne oluyor eğitimciler sendikalı olunca başları göğe mi eriyor? Çocuklarımıza bilgiyi enjektörle mi veriyorlar? diye bir iki öğretmen dosta sordum. “Eğer iktidara yakın sendikanın üyesi değilsen terfi etmen zor. Bak aday öğretmenlere baskı yapılıyor bize üye olun” diye. Üye olmazlarsa ne olur diye sordum ve aldığım cevap bu işin suyunun çıktığının ilanı gibiydi.

Sendika siyaset kurumuna baskı yapar. Aday öğretmensen kadro, terfi bekliyorsan terfi alamazsın. Sendikaya rağmen hakkıyla müdür olanlardan ötürü sendika ciddi baskılar yapmış. Vay arkadaş…

Şimdi iktidara yakın sendikanın yöneticileri çıkacak ve yazdıklarımın gerçeği yansıtmadığını falan söyleyecek. Bende inanacam…

Şehrin eğitimde gelişmesini isteyen ağalar, beyler. Bu işler sendikaya üye olmaktan geçmemeli. Haklıya hakkını vermediğiniz müddetçe şehrin eğitimi yerlerde sürünür.

Bu arada belirtmesem haksızlık etmiş olurum. Sadece eğitimde oynanmıyor sendikacılık oyunu

Yayınlama: 12.04.2016
Düzenleme: 14.04.2016 09:20
541
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.