Meme Kanseri ve Organ Bağışı Hakkında Seminer

Meme Kanseri ve Organ Bağışı Hakkında Seminer

Meme Kanseri ve Organ Bağışı Hakkında Seminer

Meme Kanseri ve Organ Bağışı Hakkında SeminerGeyve HEM(halk Eğitim Merkezi)ile Toplum Sağlığı Merkezi tarafından, HEM’in kursiyer bayanlarına “Meme Kanseri ve Organ Bağışı” konulu seminer verildi.

Geyve Kaymakamlık Kültür Merkezi ve Öğretmenevi Konferans Salonu’nda yapılan programda; Hemşire Ufuk Mantar Yazıcı, Hemşire Melike Kuyucu ile Ebe Aysun Aktaş sunum yaptı.

Meme kanseri kadınların en sık görülen kanseridir ve sıklığı tüm dünyada giderek artıyor. Gelişmiş ülkelerde meme kanseri, kadınların en sık görülen kanseri olup her 9 kadından birinin bu kansere yakalanacağı kabul ediliyor. Kanser görülen her 4 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Günümüzde meme kanserinden korunmanın, erken tanı koymanın ve memeyi almadan tedavi edebilmenin mümkün olmadığı belirtiliyor.

 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendinize muayene yapın. 20 yaşından 40 yaşına kadar üç yılda bir kez, 40 yaşından itibaren yılda bir kez cerrahi uzmanına meme muayenesi olun. 40 yaşından itibaren yılda bir kez mamografi çektirin. 

Hemşire Yazıcı: “Daha çok 40 yaşın üzerindeki kadınlarda görülen meme kanserine günümüzde daha genç yaştaki kadınlarda da rastlanıyor. Bunun nedenleri, kadınlarda stresin artması, çalışma zorunluluğu, çocuk doğurmama veya geç doğurma, erken adet görmeye başlama, beslenme ve çevreye bağlı diğer faktörler olabilir.

Risk faktörleri nelerdir?

 a- Anne ve kız kardeş gibi birinci derece akrabasında meme kanseri olanlar

b- Hiç doğum yapmamış olanlar

c- Hiç emzirmemiş olanlar

ç- İlk doğum yaşının geç olması (35 yaş sonrasında)

d- Erken ilk adet (11 yaşından önce), geç menopoz (55 yaşın üstü)

e- Şişmanlık

f- Aşırı alkol kullanımı

g- Daha önce meme veya yumurtalık kanseri tanısı konulanlar

ğ- Meme kanseri (BRCA) geni taşıyanlar.

Annesinde meme kanseri olan kadınlar kaç yaşında muayene edilmeye başlanmalı?

Teşhis konulduktan sonra 10 yıl geriye gidilerek, muayene ve gerekli görülen tetkiklere başlanmalıdır. Örneğin, annesinde 45 yaşında meme kanseri teşhisi konulan bir kadının takibine 35 yaşında başlanmalıdır.

Memede fark edilen her tümör kötü huylu mudur?

Hayır. Memede kadınların fark ettiği kitlelerin yüzde 90’ı iyi huylu tümör veya kisttir.  Özellikle çok kısa sürede ortaya çıkan ve ağrılı kitleler çoğunlukla meme kistleridir. Bir genel cerrahi uzmanına müracaat ederek tanı netleştirilmelidir.

Memede fark edilen her kitle çıkarılmalı mıdır?

Hayır. Memede bir kitle fark edildiğinde, muayene ve gerekli görülen tetkiklerle değerlendirilir. Kitle, içerisinde sıvı bulunan basit bir kistse bunun çıkarılmasına gerek yoktur. Çok büyük ve ağrılı kistler, enjektörle boşaltılabilirler. Memedeki ödem, gerginlik ve ağrıyı azaltmak için bazı ilaçlar önerilebilir. Genç kadınlarda sık görülebilen iyi huylu meme tümörleri, fibroadenom adını alır. Bunlar, 2cm’nin altında ve düzgün sınırlı ise, 6 ayda bir yapılan ultrason ile takip edilebilirler. Hızlı büyümeleri ve şekil düzensizlikleri var ise, iğne biyopsisi yapılır.

Meme kanserinin belirtileri nelerdir?

Hastalar düzenli olarak klinik muayene yaptırmıyor ve mamografi çektirmiyor ise, memede fark ettikleri genellikle ağrısız, sert, sınırları düzensiz ve hareketleri sınırlı bir kitle (sertlik) ile doktora müracaat ederler. Bazen, meme başında çekilme, meme derisinde çöküntü, koltuk altında kitle ve meme başından kanlı akıntı yakınmaları olabilir. Bu durumlarda vakit geçirmeden doktora gitmelidirler. Bugün modern tıpta asıl amaç, memedeki kanseri henüz bir şikâyet nedeni olmadan, düzenli çekilen mamografide henüz birkaç mm iken yakalamaktır.

Mamografiyi ne zaman çektirilmeli?

40 yaşından sonra yılda bir defa mamografi çektirilmelidir. Daha genç kadınlarda meme dokusu yoğun olduğundan mamografide iyi bir görüntü elde edilememektedir. Ancak, doktor zorunlu olduğu durumlarda mamografi isteyebilir. Yapılan tetkiklerin tarih sırasına göre saklamak gerekir.

Mamografi ile alınan radyasyon tehlikeli midir?

Bu işlem sırasında verilen radyasyonun dozu çok azdır. Mamografi sırasında henüz ele gelmeyen çok küçük tümörlerin dahi yakalanabilmesi, tüm dünyada bu yöntemin en güvenilir ve en yaygın bir tanı ve tarama yöntemi olarak uygulanmasını sağlamaktadır.

Tüm meme kanserleri mamografide görülebilir mi?

Meme kanserlerinin yaklaşık dörtte üçü mamografide görülebilir. Özellikle birkaç mm.lik kireçlenme adacıkları fark edilebilir. Mamografi, ultrasonografi ve meme muayenesi birbirini tamamlayan incelemelerdir.

Ultrasonografi nedir ve ne zaman yapılmalıdır?

Özel bir sistemle memeye gönderilen ses dalgalarının yansıması ve bunların ekranda görüntülenmesidir. Daha çok genç kadınlarda ve fark edilen kitlenin kist olup olmadığının ayırt edilmesinde kullanılır. Bazı yoğun memelerde mamografiye yardımcı olmaktadır. Radyasyon vermediğinden sıkça yapılabilir.

Meme kanserini erken teşhis edecek bir kan tahlili var mı?

Maalesef meme kanserinin erken tanısı için yapılabilecek bir kan tahlili yoktur. Meme kanserli kadınlarda CA15-3 ve CEA gibi tümör belirteçleri bazen yükselebilir ve hastalığın takibinde kullanabilir.

Meme kanserinde tedavi seçenekleri nelerdir?

Memeye yapılacak girişim şekli tümöre, memeye ve hastaya göre değişir. Memenin tümünün alındığı girişim mastektomi, yalnızca tümörlü kısmın temiz cerrahi sınırla çıkarıldığı işlem meme koruyucu cerrahi (lumpektomi, kadrantektomi, segmental mastektomi) olarak tanımlanır. Günümüzde,  bazı özel durumlar dışında, memenin yalnızca sınırlı bir bölümü çıkartılır ve koltuk altına da eskisi kadar geniş bir girişim yapılmaz.

Sentinal lenf modu biyopsisi nedir?

Bu amaçla, ‘’sentinel lenf nodu biyopsisi’’ denilen bir yöntem kullanılır. Bu yöntemde, memeye radyoaktif madde veya özel bir boya enjekte edilerek, bu boyanın veya radyoaktif maddenin koltuk altında boyadığı lenf bezlerinin (sentinel lenf nodu) çıkartılarak incelenmesi esastır. Eğer bu lenf bezlerinde kanser hücresine rastlanmaz veya sınırlı düzeyde kanser hücresi görülürse koltuk altına ek girişim yapılmasına gerek kalmaz. Böylece, kolda şişme ve lenfödem gibi istenmeyen sorunların sıklığı azaltılabilir.

Kemoterapi ne zaman gerekir?

Bazen de tümör oldukça büyük olabilir veya meme başında içeri çekilmeye, meme cildinde şekil ve renk değişikliğine, iltihabi belirtilere yol açabilir. Bu durumda, cerrahi girişim öncesinde kemoterapi uygulanarak, tümör küçültülür ve cilt değişiklikleri düzeltilir ve daha sonra cerrahiye verilir (neoadjuvan tedavi). Özellikle, yüksek riskli HER2 onkogen ekspresyonu taşıyan hastalarda, hedefe yönelik tedaviler eşliğinde yapılan uygulamalarla tümör tamamen gerileyebilir. Hormona duyarlı tümörlerde, hastanın yaşı ve mevcut diğer hastalıkları dikkate alınarak tümör küçültme işlemi, hormon tedavisi ile uygulanabilir.

Radyoterapi ne zaman gerekir?

Ancak, hastalık başka organlara sıçramışsa, bir başka deyişle metastaz yapmışsa, cerrahi uygulamadan vazgeçilerek, sistemik tedavi ve gerektiğinde de radyoterapi uygulanması önerilir. Yani, hastalığın tanı anındaki bölgesel yaygınlığı (meme ve koltuk altı) ve diğer organlara yayılım durumu dikkate alınarak tedavi şekli belirlenir. Bu yaygınlık durumunu, hastalığın evrelendirilmesi şeklinde tanımlanır.

Tedavi seçimi neye göre belirlenir?

Tedavi seçiminde, tümörün biyolojik özellikleri çok önemlidir. Moleküler ve patolojik özellikler dikkate alınarak 3 tip meme kanseri tanımlanır; HER2/neu geni bulunan hastalık, hormon reseptörleri (ER, PR) ve HER2/neu gen ekspresyonu bulunmayan (bazaloid) hastalık ve ER pozitif hastalık. Hastaya uygulanacak tedavi seçiminde hastanın yaşı ve evresi kadar tümörün biyolojik özelliklerine göre karar verilir.”

Mustafa Hamdullah ERGİN

Meme Kanseri ve Organ Bağışı Hakkında Seminer

 

















 

Yayınlama: 09.11.2013
Düzenleme: 12.11.2013 10:09
673
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.