İnternet ve Çocuk

Fatma Dişli kimdir? 1972 yılında Sakarya ili, Geyve ilçesi, Alifuatpaşa kasabasında doğmuştur. Cumhuriyet ilkokulu ve ardından Alifuatpaşa ortaokuluna gitmiştir. İstanbul’da Çamlıca kız lisesi, sonrasında İstanbul üniversitesi, İngilizce İşletme fakültesini bitirmiştir. 2013 yılında İngilizce işletme yüksek lisansı yapmıştır. Halen İstanbul’da, Hazar Eğitim kültür ve Dayanışma Derneğinde gönüllü olarak,sosyal sorumluluk faaliyetlerinde çalışmaktadır. İki kız çocuğu annesidir. e-mail:[email protected]

    İNTERNET VE ÇOCUK

    fatma-bal-internet-ve-cocuk-Yazılarımı başından beri takip edenler, 70’li yılların sonu ile 80’li yılların başında, Alifuatpaşa’daki çocukluğumu anlattığımı bilirler. Anlatırken de Geyve’de o yıllardaki sosyal yaşantıya değindiğimi, kasabanın dokusuna ait ipuçları verdiğimi, insan ilişkilerinden bahsettiğimi, bir de ne yapıp edip lafı Geyve ayvasına getirdiğimi de bilirler. Bu başlığı görünce “Ben çocukken, internet…” diye başlayan bir yazı yazamayacağımı, çünkü o yıllarda internetin esamisinin okunmadığını da bilirler… Laf aramızda, iyi ki de yokmuş o zaman…

    Peki, o halde neden bu başlığı seçtim? Derneğimizin de içinde olduğu “BAĞIMLILIK” ile ilgili bir çalışmada görevliyim. “Uyuşturucu Madde Bağımlılığı” ile ilgili çalışmamızdan daha önce bahsetmiştim. Bu sefer “İnternet ve Çocuk” konusu da dâhil edilmişti. Çünkü internet bağımlılığı maalesef sinsice çocuklarımızı, gençlerimizi esir almaya başladı ve sorunu fark etmeyen birsürü aile var. Çocukları internetin, bilgisayar oyunlarının başından kaldırabilene aşk olsun…Birçok aile kendini çaresiz hissediyor.

    Çocuklarımız bizim için çok değerli. Her türlü bağımlılıktan korumak, koruma yollarını bilmek, sorun haline gelince çözmeyi bilmek bizlerin sorumluluğu.Çalışmanın içerisinde olunca konuyla ilgili bir sürü kaynak taramak gerekti. Kitaplar ve makaleler okuyup, konuyu etraflıca araştırdım. Konuyu uzatmadan, can alıcı bazı noktaları sizinle paylaşmak isterim. Aklınızın bir köşesinde kalsın ve hayat bulsun.Neleri yapmalıyız, neleri yapmamalıyız? Bakın, YEŞİLAY ne diyor:

    “2 yaşından küçük çocukların internet, TV ya da bilgisayarla karşılaşması uygun değildir. Okul öncesi yaş grubu için günde 30 dakikayı geçmeyecek şekilde internet kullanımı yeterlidir. İlköğretimin ilk 4 yılında ödev haricinde oyun ve eğlence için günlük 45 dakika zaman ayrılmalıdır. Sonraki yıllarda hafta sonu daha esnek olmakla birlikte günde 1 saat kullanım uygundur. Lise çağında da günlük 2 saat yeterlidir.”

    YEŞİLAY Başkanı Prof. Dr. Psikiyatrist Mücahit Öztürk de biz aileleri uyarıyor:

    “Ailelere büyük görevler düşüyor. Ailelerin çocuklarıyla olan ilişkilerinde, çocuklarının dünyalarını şekillendirmede, çocuklarına alternatif sunmada bir takım çabalar içerisine girmeleri lazım. Çocuğum oraya bağımlı hale geldi, demek bir çözüm değil. Bunun nedenini bulmak lazım. Biz aileler olarak spor, sanatsal faaliyet, eğlence alanları gibi alternatif alanlar bulabilir isek, çocuğun bilgisayar ortamına bu kadar bağımlı kalmasını engellemiş oluruz. Çünkü çocuklar doğaları gereği doğal ortamları daha çok severler. Çocuğun yeteneği olan bir spora yönelmesi ve bunu düzenli yapmasını sağlayabilirsiniz, bir takım eğlenceli arkadaşlık ilişkilerini geliştirebilirsiniz. Bunları yapamazsanız, çocuk kendini rahatlatacak farklı alanlara girer. Bu farklı alanlar içinde en kolay, en ulaşılabilir olanı da bilgisayardır.

    Bunun ölçüsü ne derseniz? Bizim önerimiz okul dönemlerinde, hafta içinde çocuğun bilgisayarla irtibatını kesmektir. Buna zorunluyuz. Özel bir takım durumlar haricinde, örneğin ödev için internette bulunacak bazı makaleler haricinde, çocuğun eğlence aracı olarak hafta içinde bilgisayarı kullanmasını önermiyoruz. Çünkü zaman açısından ciddi bir kısıtlılık söz konusu, ikincisi de çocuklar bilgisayara oturduklarında, oradan tekrar kalkıp derse oturmaları mümkün olmuyor. Sürekli kafalarında bilgisayar oyunları olduğu için derse dikkatlerini veremiyorlar. O yüzden hafta sonu ve bir saat sınırlaması getirilerek bilgisayarla ilişkilerinin düzenlenmesini istiyoruz. Cumartesi-Pazar örneğin 1 saat oynayabilir ya da internette sörf yapabilirsin, gibi bir sınırlama getirilebilir”

    Yine döndük, dolaştık, ailenin bilinçli olmasına geldik. Ne diyelim? Allah çocuklarımızı her türlü bağımlılıktan korusun, ailelere de sorumluluk sahibi ebeveyn olmayı nasip etsin. Çocuklarımız illa bağlı olacaklarsa; dinlerine, vatanlarına, milletlerine, ailelerine bağlı olsunlar… İyiliğe, güzelliğe, doğruluğa, dürüstlüğe bağlı olsunlar inşallah. Âmin dediğinizi duyar gibiyim…

    FATMA BAL

     

    Yayınlama: 17.02.2016
    Düzenleme: 22.02.2016 19:49
    870
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
    1. O KADAR DOĞRU TESPİTLER Kİ FATMA HANIM. AMA NE VAR Kİ SADECE AMİN DEMEK DE HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR. ÇOK ÇOK UZUN YILLARIN BİRİKİMİ ŞU Kİ AİLE İLGİSİ= BAŞARI. MAALESEF ÇOCUĞUNUN OKUDUĞU OKULU BİLMEYEN, 5. SINIFA GİDEN ÇOCUĞU İÇİN, BENİ DİNLEMİYOR DİYEN AİLELERLE KARŞILAŞTIK. BU DURUMLARDA BAŞARI BEKLEMEK MERMERE BUĞDAY EKİP VERİM ALMAYA ÇALIŞMAKTAN FARKSIZ. BİLİNMELİ Kİ ZİYAN OLAN BİR İNSAN, BİZİM KENDİ EVLATLARIMIZ. TEDBİR… VAKİT ÇOK GEÇ OLMADAN.HARİKA KALEMİNİZİ KUTLUYORUM.