Geyve’de Soğuk Kış gecelerinin Doyumsuz Sohbetleri

Fahrettin Keskin Kimdir ?1 Şubat 1970 Alıplar Köyü doğumlu olan Keskin, ilkokulu Alıplar köyünde,Ortaokul ve Liseyi Geyve İmam Hatip Lisesinde okudu. Instant cash loans same day.2 Çoçuk babası olan Keskin; İlahiyat önlisans bölümünden mezun olup, 1989 yılında vekaleten 1992 yılından beri kadrolu imam olup halen Düzakçaşehir Köyünde görev yapmaktadır.

    Geyve’de Soğuk Kış gecelerinin Doyumsuz Sohbetleri

    geyve-fahrettin-keskin-baba-dostlariyla-sohbeti-Asırlardır süre gelen geleneklerimiz vardır. Soğuk kış gecelerinde sıcacık sobanın etrafında dostların eski günleri anlatması da bunlardan bir tanesidir.

    Sitemiz köşe yazarı Fahrettin Keskin hoca efendinin bugün lapa lapa yağan kar yağışı manzarasında sıcacık ortamda baba dostlarıyla eski günleri yad ettiği sohbetini sizlerle paylaşıyoruz.

    GEYVE DE BABA DOSTLARIYLA KAHVE SOHBETİMİZ

    İrfan Ayhan abimiz eski anılarını anlatıyor.

    Sohbet kırılana gidiyor.

    1960 lı yıllar İrfan abi bir köyde buğday karşılıģı imamlığa başlıyor.

    Yıl sonunda zaman dolmadan askere gitmesi gerekiyor bahar ayları da.

    Harman zamanı gelince abisine mektup yaziyor o köydeki hakkını toplaması için.

    Abiside gidip buğdayı topluyor.

    Ama birisi buğdayın en kötü yerinden vermek istiyor.

    Tabi ki abisi kabul etmiyor ve almıyor.

    Durumu mektupla İrfan abiye yazıyor.

    İrfan abi çaresiz asker ocağında ama aklına cin fikirlik geliyor.

    Hemen Askerlik Şubesine bir mektup yazıyor zaman fakirlik zamanı.

    Şube başkanı durumu araştırıp o kişiye iki asker gönderiyor.

    Adam iki askerin eşliğinde postaneye gidip parayı İrfan abiye göndermek zorunda kalıyor.

    Bir yıllık emeğin üzerine kimse yatamıyor.

    GEYVE DE BABA DOSTLARIYLA KAHVE SOHBETİMİZ DEVAM EDİYOR.

    Geyve'de Soğuk Kış gecelerinin Doyumsuz Sohbetleri

    GEYVE DE BABA DOSTLARIYLA KAHVE SOHBETİMİZ DEVAM EDİYOR.

    İrfan abi yine asker İstanbul da.

    Kardeşinden bir mektup daha gelir “Abi annemle babam sana kız istemeye gidecekler ama önce kızı senin görmen gerekiyormuş “emir babadan.

    İrfan abiyi bir heyecan kaplar.

    Eli ayağı bir birine dolanır.

    Komutanından izin ister lakin komutanın o gün için oradaki görevi bitmiştir.

    İzin vermeye selahiyeti olmadığını vekaleten bakan Teğmene gitmesini söyler ama gittiğinde Teğmen izin vermez.

    Biraz sıkıntı biraz üzüntüyle ne yapacağını şaşırır.

    İşin ucunda evlilik var.

    Tekrar Teğmenin yanına gider selamını verir tekrar izin ister.

    Kafaya koymuş gelmesi lazım Teğmen itiraz edecek olur ama İrfan abi son noktayı koyar.

    Komutanım izin verseniz de gidecem vermeseniz de gidecem.

    Komutan şöyle bir süzer İrfan abi ciddi.

    Bak der ” sana normalde izin veremem ama ancak İstanbul içi diye 5 gün izin veriyorum ama tam zamanında döneceksin.

    “Biraz yaklaş der ve okkalı bir tokat patlatır

    “şimdi sen cok heyecanlısın unutursun ama bu tokatla zamanında dönersin” der.

    İrfan abiye tokat mükafaat gibi gelir hemen bulduğu ilk vasıtayla Geyve ye gelir.

    Bir tanıdığı vasıtasıyla evleneceği kizi onların evine çağırtır.

    Tabi kız gelir kıza derki “bak biz seninle evleneceģiz bu karar bize bırakılmış ama benim şartlarım var bunları kabul edersen evleniriz.

    Kız hiç sesni çıkartmaz ve İrfan abimiz şartlarini sıralar:

    1-Namazını ve abdestini asla bırakmayacaksın

    2-Bana itaat edeceksin.

    3-Anne ve babama saygıda kusur etmeyeceksin.

    4-Oturup kalktığın yeri ve insanlara dikkat edeceksin.

    5-Başkasının ağzına bakıp dedikodu gıybet yapmayacaksın ……..

    Tabi ki kız dikkatle dinler.

    Kabul ediyor musun diye üç defa sorar ve her seferinde evet cevabını alınca son noktayı koyar .

    Ben de seni aldım kabul ettim,der.

    Sonra köyünün yolunu tutar.

    Eve vardığında ailesi sevinçle karşılar,

    Annesine her şeyi anlatir .

    Dünürlüğe giderler ve İrfan Abimiz nişanlanır.

    Yayınlama: 24.01.2016
    Düzenleme: 28.01.2016 21:35
    920
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
    1. Mehmet AYDOĞAN dedi ki:

      Ne güzel dostluk ve hatıralar… İnternet başından kalkmayan günümüz gençliği, acaba gelecekte ne anlatacak?