Elazığ’dan Geyve’ye Bir Gül Koklamak İçin Çekilen Çile..

Monaroza Şiirinden Sonra Bir Gül Koklamak İçin Çekilen Çile..

Sezai Karakoç’un “Mona Roza” şiirinden etkilenip Elazığ’dan, Geyve’ye gelmek ve bir gül koklamak için herşeyi göze aldı. Herşeyi bir kenara bırakıp, Geyve’de bir gül koklamak için, hile yapaıp, 20 saat yol gelip, babasından dayak yiyen bir gencin hikayesi…

İşte Bülent Akyürek’in Sezai Karakoç tutkusu başından geçen müthiş hikaye…

Sokak aralarında çekirdek ve uçan balon satıyordum. O ana kadar çok ciddi sayıda kitap okuduğumu söyleyebilirim. Hayal meyal hatırlıyorum; teksir edilmiş bir kâğıtta Sezai Karakoç’un bir şiiri vardı, ne zaman yorulsam bir kaldırıma oturup onu okurdum.
Şiirde “Geyve’nin Gülleri” diye bir satır vardı ve ben kafayı Geyve’ye
taktım…

Beş kilo çekirdeğin içine yüz çay bardağı küçük çakıl taşı katarsam bu artan haram parayla Elazığ’dan Geyve’ye gidip, oradan bir gül koklayıp dönecektim, tek derdim buydu. Fakat, dürüst bir satıcı olarak bu hileyi yapmak içimi acıtıyordu. Evet, bulmuştum. Çekirdek çuvalının içine koyacağım çakıl taşlarını mezarlıktan toplayacaktım. Niyeyse fikir hoşuma gitti…
Bütün günümü mezarlıkta küçük çakıl taşları toplayarak geçirdim… Onları bir güzel çekirdek çuvalına karıştırdım ve bir haftalık satış sonunda çekirdekler bitti.
Elâzığ Murat Turizm’in koltuklarından birinde yirmi küsür saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra Geyve’ye ulaştım. Evden kaçmıştım, o zamanlar kimsede telefon yok ve terör devam ediyor… Evdekilerin halini düşündükçe korkuyordum ama bir gül koklayıp dönmek için de acele ediyordum. Derken; bir bahçeden sarkan gülleri görüp koştum, hızlı hızlı kokladım, iki tanesini de koparıp tekrar garaja koştum.
Cebimdeki güller kadar soluk yüzümle, tekrar yirmi küsür saat sonra evimizin kapısını tıklattım, kapıyı babam açtı… Sonrasını boş verin.
Yaşıtlarımın komşu camı kırıp dayak yediği bir zamanda ben babamdan Sezai Karakoç için dayak yemişim çok mu?
Babam bir tane çaktı ve benim suratımda güller bitti ama Sezai Karakoç bitmedi. Onun için evden kaçtım, hile yaptım, dayak yedim ama şimdiki okuyucular Facebook’ta kabul edilmeyince iki sayfa dolusu sitem yazıyorlar.

Ne günlere kaldık Allah’ım!

Bülent AKYÜREK