Dünüyle, Bugünüyle Sarkis Kilisesi

Dünüyle, Bugünüyle Sarkis Kilisesi

Aziz (Surp) Sarkis Kilisesi

Öyle veya böyle, yıkılıp harap olmaktansa bu güzel taş yapıların ayakta kalması daha iyi bir durum değil mi?

Gazeteci Yazar Zihni Yıldız’ın Melekşesolak’da bulunan Kıncılar (Sarkis Kilisesi) kilisesine yaptığı gezinin izlenimlerini paylaşıyoruz.

Bundan iki sene önce “gel gönül seninle seyrana çıkalım” deyu yolumuzu samanlı dağlarına uğratmıştık. Dağın karşı yakasında bir kilise kalıntısı görmüş şöyle bir cümle kurmuşuz o zaman : “Vadinin karşı yamacında Ermeni Kilisesi varmış eskiden. Şimdi dört duvar kalmış. Her yerde olduğu gibi definecilerin bu tarihi yapıyı da mahvettiğini üzüntü ile öğrendim. Bir gün gidip yerinde göreceğim”

İşte o gün bu günmüş. Bir vesile oldu, yolumuzu yine Samanlı yamaçlarına uğrattık, hazır gelmişken hadi şu kilise kalıntısına bir gidelim dedik ve 3 km yol yürüyerek siz değerli okurlarımıza verdiğimiz sözü tutmuş olduk. Bugün de bol fotoğraflı bir yazı ile karşınızdayım. Bu seferki fotoğraflar belki de ilerde belge niteliği taşıyacak. Çünkü kilise kalıntısı her geçen kış biraz daha eriyor kar gibi.

Tarihi fotoğraf denilince bu kilisenin bulunduğu Kıncılar Köyünün 1900’lü yılların başında çekilmiş bir fotoğrafına rastladım geyve medya adlı sitede:

Şu fotoğrafın çekildiği zamandan bu güne 100 yılı aşkın zaman geçmiş. Dile kolay, tam bir asır. Dağın kuzey yamacında iç içe geçmiş evlerden oluşan bir köy. Ortasında sarıya boyanmış bir kilise. İpekböcekçiliği yapılıyormuş burada. Yamacın şu andaki görünümü yaklaşık aynı. Sadece evlerden eser yok.

Bu da 2008 yılında çekilmiş fotoğrafı. O zaman kilise kalıntısında hem alt hem üst pencereler ayakta imiş. Şimdi üst taraf tamamen yıkılmış. Hatta alt tarafın da büyük bölümü yerle yeksan olmuş. Kim bilir gelecek sene temel taşlarından başka bir şey kalmayacak. Onun için çektiğim fotoğrafları önemsiyorum. Öncelikle acemi işi bir video hazırladım, onu izleyin:

İnsan garip hislere kapılıyor. Buralarda bir zamanlar insanlar yaşamış. Hem de birlikte, yan yana. Atalarımızın kurduğu devlette herkesin huzur içinde yaşayacağı bir iklim oluşmuş. Yüzyıllarca beraber yaşamışız. Akdağmadeni’nde de öyle imiş, Geyve’de de öyle. Halen yaşayan insanların ninelerinin, dedelerinin komşuları imiş bunlar. Biz onlardan turşu yapmayı öğrendik diyormuş rahmetli ninesi. Sonra ne olmuşsa olmuş, onlar asırlardır çatısı altında yaşadıkları devletlerine ihanet etmiş, bizi en zor zamanımızda sırtımızdan hançerlemeye kalkışmış, bizimkiler de “vay siz misiniz bunu yapan” deyip kurunun yanında yaşı da yakmışız. Sonuç olarak kala kala şu kilise kalıntısı kalmış geriye.

Konu derin ve narin. En iyisi biz bu mevzuda susma hakkımızı kullanalım, işi çok bilmiş tarihçilerimize havale edelim ve çektiğimiz fotoğrafları alt alta sıralamakla yetinelim.

Vesselam…

Zihni YILDIZ

Aziz (Surp) Sarkis Kilisesi :

Kilise hakkında Tarihçi M. Kassabian ve Kıncılar yerlisi olan Dr. Navassart Deirmendjian’ın kitapları ile Surp Sarkis Kilisesi hakkında değerli bilgilere ulaşılmaktadır.

Ibadet için 3.000-2.000 kişinin dua etmek için buluşduğu Ermeni Köyü’nün merkesinde bulunan, çok büyük, geniş ve etkileyici Surp Sarkis Kilisesi, 1832 yılnda, Nikomedia (Izmit) Ermeni ruhani lideri Stepannos Aghavni Zatarian süresi sırasında inşa edilmiştir. 1920 sonrası yaşanan mübadeleler sonrasında kilise ile çevreleyen Ermeni köyü birlikte yıkılır. O günlerden bugünlere Kiliseden günümüze ancak molozlar ve kilisenin etrafındaki 3 taş duvarlardan oluşan kalıntılar gelebilmiştir. 

Haç için buluşulan kilise, Geyve kayalıkları yamaçlarında bulunmaktadır. Erzurum (Garin) civarından, Eğin’den göç eden Ermeniler tarafından inşa edilmiş ve Tvnig (Tvnik, Dvrig)’ li Aziz Sarkis’in anısına bu isimle anılmaktadır. Her köyde olduğu gibi, bu kiliseye de bağlı bir okul ve Protestanlar için de başka bir kilise bulunmaktaydı.

Kilise iki kat olup 8-10 m lik kalın kesme taş duvarlarla çevrili, çatısı ise kiremit kaplıydı. Cephedeki pencereler iki sıra halinde olup parmaklıklarla korunmaktaydı.

Kilisenin içinde ortada büyük bir ve her iki tarafında da birer küçük sunak bulunmaktaydı; üçü de altın kaplamalıydı. Merkezdeki sunak seviyesi Ermeni Kiliselerinde olduğu gibi yüksek seviyede ve Meryem Ana’ta adanmıştı. Sağdaki sunak Aziz Garabet’e soldaki ise Aziz Sarkis’e adanmıştı.

Kilisede papazların giyim eşyaları için ayrılan iki oda (sacristie) bulunmaktaydı. Sağdakinde altın kaplamalı bir sunak ve her yıl Kutsal Haç Kutsaması’nın ikinci gününde gösterilen Hazreti Isa’nın çarmıha gerilişini gösteren bir tablo bulunmaktaydı. Ayrıca bir vaftiz çanağı ve duvarda da Hazreti Isa’ın vaftiz edilişini tasvir eden bir tablo vardı. Vaftiz hurnasının karşısında Ermeni Kralı Dırtad’ın Hristiyanlığa geçişini tasvir eden bir yağlı boya asılıydı.

Kilisenin yüksek tavanı sarıya boyanmış ahşap bir yapıydı ve sekiz sütun üzerine oturmaktaydı. Kilisenin giriş zemini taşla kaplı olup kalın bir duvarla ayrılmaktaydı. Üst galeri kadınlara ayrılmıştı; kadın-erkek birlikte dua etmezlerdi.
Kilisenin demirden büyük ve ağır kapısı Kazaz Amira Harutyun tarafından bağışlanmıştı..

Hristiyanların kilise inşaası için dıştan kubbe gözükmemesi gibi başka zorunlu kurallara bağlanmış ve sultanın fermanı gerekmekteydi. Bu konuda II. Mahmud’un mali sarrafı ve kişisel danışmanı ve yakın dostu olan Bezciyan, Surp Pırgiç Hastanesi’nin kuruluşunda da çok önemli bir rol oynamış Kazaz Amira Harutyu (Artin) Bezciyan (Գազազ Ամիրա Յարութիւն Պէզճեան), Ermeni Köyü’nü kuran, Istanbul Yenikapı’da doğmuş fakat kendisi gibi Agn göçmenlerinin yardımına gelir ve zor da olsa gerekli izni sultandan alır. Babası ile ipek ticaretine atılan Harutyun Bezciyan, Geyve Kıncılar köyündeki ipek fabrikalarının gelişmesinde de önemli bir yeri olmalıdır. 

Kilise inşaasında tüm Kıncı köy halkı karşılıksız yardım eder, taş taşır.

Geyvemedya/Haber Merkezi

 

 

Yayınlama: 10.07.2019
Düzenleme: 16.07.2019 14:15
8.413
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Hasan Aslan dedi ki:

    KUsura bakmayın; bir eleştirim ve nacizane uyarım olacak. nedir kardeşim ermeni tarihi, ermeni kilisesi, ermeni vs. merakınız, ilginiz? Amacınız nedir? Anadolu 1000 yıldır müslüman Türk vatanı; bu vatan üzerinde bu tür haberlerle, görüntülerle hak iddia etmeye, edilmesine zemin mi hazırlanıyor. Bir zamanlar Endülüs, ispanya islam toprağıydı. Balkanlarda Türk izleri vardı, eserleri vardı. Bosna’da bile çok değil 30 sene önce Türklere ait, ecdada, Osmanlıya ait eserler bilerek tahrip edilmedi mi? Biz daha hoşgörülüyüz, halen hoşgörülüyüz ki bu tür haberler yapılabiliyor. Ermenistan ın Erivan kenti, Revan idi, mülslüman Türk kenti idi; camiler vardı, Şimdi gidin bakın bakalım orada cami bulabilir misiniz? Yok. Ermeni Türk’e ait izleri silmiş. Bir ibret alın ya hu; onlarda hoşgörü yok. Bu yorum bir eleştiridir ancak eleştiriden öte Türk halkına bir uyarı ve hatırlatmadır. BU topraklarda bir zamanlar yaşamış ve sonra bir şekilde çekip gitmiş insanların eserlerinin haber yapılarak gündeme taşınmasını pek iyi görmüyorum ben; kusura bakmayın.