Dua Dolu Bir Yıl

Fatma Dişli kimdir? 1972 yılında Sakarya ili, Geyve ilçesi, Alifuatpaşa kasabasında doğmuştur. Cumhuriyet ilkokulu ve ardından Alifuatpaşa ortaokuluna gitmiştir. İstanbul’da Çamlıca kız lisesi, sonrasında İstanbul üniversitesi, İngilizce İşletme fakültesini bitirmiştir. 2013 yılında İngilizce işletme yüksek lisansı yapmıştır. Halen İstanbul’da, Hazar Eğitim kültür ve Dayanışma Derneğinde gönüllü olarak,sosyal sorumluluk faaliyetlerinde çalışmaktadır. İki kız çocuğu annesidir. e-mail:[email protected]

    DUA DOLU BİR YIL

    fatma-bal-dua-dolu-bir-yil-Yeni bir yıl ne çabuk geldi,zaman ne hızlı akıyor değil mi?Geçmez dediğimiz yıllar, aylar, günler birbirini kovalıyor. Bir bakıyorsunuz, başka bir yıl daha kapıda. Hepinizin geçmez dediği yıllar olmuştur hayatında. Zaman uzamış ta uzamıştır. Benim de var. Hem de bakın, niye var?

    Sene 2002… PTT, Cumhuriyet’in 100.yılında sahiplerine teslim edilmek üzere, ülke genelinde bir mektup kampanyası başlatmıştı.Sevdiklerinize mektup yazıp PTT kasasına teslim edeceksiniz, 2023 yılında o mektuplar adreslere teslim edilecek. Amaç; giderek azalan hatta kaybolan geleneklerimizden biri olan mektuplaşmayı yaygınlaştırmak ve e-mail kullanmaya alışan insanları mektuplaşmaya özendirmek, bu konuya dikkat çekmekti.

    Ne kadar önemli bir kampanya değil mi? Siz söyleyin, Allah aşkına, elektronik postada cümlenin sonuna koyduğunuz iki nokta bir parantezli gülücük ifadesi hangi kalbe dokunan, iç ısıtan duygunun yerini tutabilir? Samimi, sıcacık, sahibinin eline ulaşır ulaşmaz, daha zarfı açmadan bile, yüzünü gülümseten bir mektubun yerini tutabilir mi hiç? Neymiş, iki nokta, bir parantezmiş… Bunların virgüllü olanları da var da anlamlarını bilmiyorum desem beni ayıplamazsınız sanırım.

    Dönelim kampanyaya, mektup yazmayı oldum olası çok severim. Fikir çok hoşuma gitti. Hemen, kâğıda kaleme sarıldım. O zaman dört ve dokuz yaşlarında olan kızlarıma ortak bir mektup yazdım. Neler yazdığımı hatırlamıyorum. Kopyasını almak da istemedim. Tek hatırladığım, mektupta bolca dua ettiğim onlara. Bir de zarfın içerisine fotoğraflarını koydum. 2002 yılına ait resimlerini. Düşündüm ki mektupta yazan tarih, sadece bir rakam, ruhsuz, cansız… Mektubu ellerine aldıklarında o rakam onlara bir anlam ifade etmeyebilir, oysa 21 yıl önceki fotoğrafları çok şey anlatır, bir anlamı olur.

    Heyecanla gidip postaneye teslim ettim. Ettim etmesine de eve dönerken birden bir pişmanlık hissettim. 21 yıl, dile kolay… Üç, beş yıl değil ki hemen geçsin. Yıllar gözümde büyüdü, büyüdü oldu mu bir asır…Gereksiz bir iş yaptığımı düşündüm birden.Hatta “O zamana kadar kim öle, kim kala” bile dedim içimden, iç çekerek. Hüzünlenip,ümitsizliğe kapıldım. “Yok, yok, geçmez bu yıllar.” dedim.

    Gelin görün ki, benim o geçmez dediğim yılların yarıdan fazlası geçmiş bile. Şunun şurasında ne kaldı ki 2023 yılına? Mektubu teslim edişim daha dün gibi oysa. Hani nerede aradaki yıllar? “Zaman su gibi akıp geçti” derler ya, tam da öyle. Önemli olan; içtiğimiz o suyun damağımızda güzel bir tat bırakmış olması, paylaştığımız o suyun bereketli olması, gerisi hayal gibi… Bir varmış, bir yokmuş… Masal gibi. Bazen hüzünlü, bazen sevinçli bir masal hem de… Bizler de o masalın kahramanları…

    Olurda Allah nasip ederse, 2023 yılında kızlarımın o mektubu okuduğunu dünya gözüyle görürsem, onlara sarılıp, kalp gözüyle şunu demeyi arzu ediyorum; “Şükürler olsun, bu günleri gösterene, bu yıla eriştirene.” Çünkü o yılı görmem demek, yavrularımın yetişkin olduğunu, belki de çoluk çocuk sahibi olduklarını görmem demek. Zamanın nasıl da hızlı akıp gittiğini, daha dün çocuk olan yavrularımın nasıl da büyüdüklerini, belki de anne olduklarını görmem demek…

    2023 muamma, ama Allah Kerim… Mademki bu yeni yıla eriştik, ne diyelim? Allah cümlemizi hayırlar içerisinde yeni yıllara eriştirsin, bu yıl gibi. Sağlık, sıhhat, afiyet versin. Evlatlarımızın güzel günlerini göstersin. Evlerimizden sevgi, saygı, muhabbet eksik olmasın. Allah birlik, dirlik içerisinde yaşayacağımız en büyük evimize,yani vatanımıza selamet versin. Geyve ayvasının lezzetine lezzet gelsin, toprağı bereketli olsun. Dua edip de Geyve’mizi unutmak olmaz değil mi?

    Hani, başta demiştim ya, 21 yıl mı, geçer mi, nasıl olacak? Şimdi diyorum ki; “Geçer, geçer, Allah’ın izniyle.” Geçmedi mi şimdiye dek?Benim 35 yıl önce Geyve’deki çocukluğum geçmedi mi? Bu satırları okuyan sizlerin çocuklukları ya da gençlikleri geçmedi mi, geride kalmadı mı? Geçer, geçer elbet… Hayırla, şükürle geçsin yeter ki…

    FATMA BAL

    Yayınlama: 01.01.2016
    Düzenleme: 03.01.2016 22:07
    1.182
    A+
    A-
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.