Çevre ve Şehircilik Bakanı’na açık mektup!

Çevre ve Şehircilik Bakanı’na açık mektup!

SEZAİ MATURSayın Erdoğan Bayraktar;

Çevre ve Şehircilik Bakanı, 
Sayın Bakan, 
TOKİ Başkanlığınızdan bu yana çalışmalarınızı izliyorum. 
Çalışkanlığınız dikkatimi çekiyor. 
Bakan olduktan sonra kentsel dönüşümle ilgili çabalarınızı da takdirle karşılıyorum. 
Beni ve tüm Marmara’yı etkileyen 17 Ağustos 1999 Depremi’nden sonra yerel bir gazeteci olarak, düz bir mantıkla önerdiğim ve yıllarca uygulanması için mücadele ettiğim kentsel dönüşümle ilgili yasayı çıkardığınızda heyecanlandım. 
Bu yasayla ilgili bir takım eleştirilerim olsa da Adapazarı’nı olası bir depreme hazırlayacak tek çözümün kentsel dönüşüm olduğunu bildiğimden destekledim. 
Sakarya için umutlanmıştım. 
Çünkü olası bir deprem yaklaşıyordu. 
Sayın Bakan, 
Türkiye’nin en tehlikeli deprem kentinde yaşamanın verdiği stres altında yönettiğim gazetemde sürekli uyarıcı haberler, yazılar yazdım. 
Meslektaşlarım da kendi gazetelerinde benzer yayınlar yaptı. 
Ama bu kenti yönetenleri bir türlü harekete geçiremedik. 
Yasa çıktıktan sonra bugüne kadar 3 adet kentsel dönüşüm uygulaması için Ankara’dan onay alındı. 
Bu projelerden ikisi deprem riski taşımayan Romanlar’ın yaşadığı az katlı binaların yoğun olarak bulunduğu iki bölgeyle (Erenler-Yenimahalle, Sapanca-Kestanelik) ilgiliydi. 
Hendek’te de kentsel dönüşüm onayı alındı. 
Adapazarı kadar acil bir durum olmasa da yine de deprem riskine yönelik bir proje olduğu için oradaki kentsel dönüşümü, yasanın ruhuna uygun bir uygulama olarak niteleyebiliriz. 
Oysa kentsel dönüşüme en çok ihtiyaç duyulan Adapazarı’nda bir çalışma yok. 
Deprem riskinin en fazla olduğu Adapazarı kent merkezinde deprem görmüş, aralarında orta hasarlı olarak da nitelenen binaların olduğu çok katlı binalarla ilgili en küçük bir çalışma yok. 
Dün sabah sosyal medyada gezinirken, “Kentsel dönüşüm kesinlikle bir imar artış projesi değildir. Afet ve deprem riski taşıyan binaların yenilenme seferberliğidir” şeklindeki twitinizi gördüm. 
Ve size bu gerçeği bir kez daha hatırlatma ihtiyacı duydum ve birbiri ardına şu mesajları gönderdim; 
“Sayın Bakan, deprem riskinin en büyük olduğu Adapazarı merkezinde kentsel dönüşüm adına hiçbir çalışma yok.
Adapazarı yeni bir depremde yerle bir olacak. Lütfen Adapazarı’nı unutmayın, hatta önceliğiniz Adapazarı olsun.
14 yıl oldu. Adapazarı kent merkezindeki deprem görmüş yapı stokunun yenilenmesi şart. Kentsel dönüşüm bu anlamda bir fırsat.
Sakarya’yı yönetenlerde Adapazarı’nın yaşadığı bu riski görecek bir feraset yok. Yine deprem gelecek ve biz öleceğiz.
Sayın Bakan; olası bir depremde Adapazarı’nda ölecek her bireyden siz de sorumlu olacaksınız, bunu unutmayın.” 
Sonra siz birbiri ardına üç twitt attınız ve Sakarya’yı yönetenleri göreve davet ettiniz. 
Dediniz ki; 
“Sakarya’da yaşayanlar ve sorumluluk hissedenler, lütfen Sakarya yöneticilerini sıkıştırın, ACİL olarak kentsel dönüşümü hızlandıralım.
Sakarya deprem bakımından riskli bölge. Lütfen bize destek olun, kentsel dönüşümde başarılı olalım. Her türlü hizmete hazırız.
İmar Yönetmeliği’nin gerekli kısımlarını revize edebiliriz. Hem otursun, hem de sizlerden talepler gelsin.”
Sayın Bakan; 
Evet, sizin de belirttiğiniz gibi Sakarya ve özellikle de Adapazarı büyük deprem riski taşıyor. 
Biz yerel gazeteciler; SAÜ Öğretim Üyeleri ve bir avuç duyarlı insan 14 yıldır bu kenti yönetenlere deprem gerçeğini öğretemedik. 
Aslında 17 Ağustos gibi büyük bir dersten hiçbir şey alamayanların bizden etkilenmelerini beklememeliydik. 
Yanılmışız. 
Artık beklemiyoruz…
Ama deprem de geliyor… 
Korkuyoruz Sayın Bakan… 
Çok sevdiğimiz bu kentte çok katlı, hızla yaklaşan depremde yıkılacağını bildiğimiz binalarda yaşamaktan, çalışmaktan, okumaktan korkuyoruz. 
Sayın Bakan; gelin Adapazarı’nı, Sakarya’yı bu korkudan kurtarın. 
Sakarya’da kentsel dönüşümün önündeki en büyük olan engel kent yöneticilerini siz harekete geçirin. 
Siz uyarın, gerekirse Başbakan’a şikayet edin… 
Ama ne olur, “Sakarya’mız, Adapazarı’mız bir daha yıkılmasın” diye bir şeyler yapın… 
Lütfen acele edin… 
Çok zaman kaybettik. 
Artık kaybedecek bir dakikamız bile yok… 
Saygılarımla… 

Yayınlama: 28.07.2013
Düzenleme: 28.07.2013 13:21
442
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.