Bu şehirde yaşayanlar ne kadar Sakaryalı?

Bu şehirde yaşayanlar ne kadar Sakaryalı?

sezai-matur-bu-sehirde-yasayanlar-ne-kadar-sakaryaliBir partinin ağır topu, ilçe başkanı tercihinde “bizden olmalı” diyerek ağırlığını koymaya çalışıyormuş…
“Bizden” ne kadar ağır bir kelime…
Oysa bu şehirde yaşayan herkes “Bizden” veya “Sizden” değil mi?
“Biz” kimiz?, “ Siz” kimsiniz?
Bu ayrım neden?
Bu şehirde yaşayan herkes neden Sakaryalı değil?
Neden kendini Sakaryalı hissetmiyor?
Ailesi yüzyıl önce Trabzon’dan Sakarya’ya gelmiş…
Kendini Trabzonlu sanıyor…
Mübadeleyle Sakarya’ya yerleşmiş…
Kendi geldiği yerle tanımlıyor…
Onlarca yıl önce Rumeli’den gelmiş…
“Sakaryalı’yım” demekten imtina ediyor.
Bu onun suçu değil…
Bu, bu şehri yönetenlerin suçu, eksikliği…
Bu şehri yönetenler, şehir halkında bir aidiyet duygusu oluşturamamış…
Şehri yönetirken;
Karar alma süreçlerinde şehir insanının fikrini almamış…
Şehri yönetirken hizmet sunumlarında adil olunmamış…
Şehrin zenginlikleri markalaştırılarak öne çıkarılmamış…
Etkinlikler dar bakış açısıyla, küçük gruplara hitap eder şekilde düzenlenmiş…
Şehri kucaklayan büyük sosyal etkinlikler gözardı edilmiş…
Gündüz çalışıp, gece evlerimize çekilmişiz.
Işıl ışıl caddelerimiz, meydanlarımız olmamış.
Şehre gelenlerin mutlaka görmek isteyecekleri, şehirle anılır bir mekan oluşturulmamış…
Siyasette aday tercihleri yapılırken bile kendini Sakaryalı olarak görenler değil, kendisini geldiği yerle ananlar tercih edilmiş…
Yerel yönetimlerde bu şehrin evlatları değil, ithal isimler tercih edilmiş.
Şehrin evlatlarına “maraba” muamelesi yapılmış…
Şehirle ilgili kafa yoran, dertlenen düşman bellenmiş, ötekileştirilmiş…
Hiç kimse burada yaşayanların, kendisini buralı hissetmesi için kafa yormamış…
Ankara’ya giden burayı unutmuş…
Oradan ne verilirse kabullenilmiş…
Eğitimde, sağlıkta hep en gerilerde kalmışız…
Ne turizmde, ne tarımda, ne başka bir alanda markamız olmuş…
Patatesimiz, kabağımız başka illerle anılır olmuş.
Ne gölümüzün, ne yaylamızın, ne denizimizin değerini bilmişiz.
İstanbul basınında anca üçüncü sayfa haberleriyle yer bulurduk.
Şimdilerde darbeci, hainlerimizle manşetlerdeyiz.
Şehrin öne çıkanlarını, çekiştirip yere batırmaya çalışmışız…
Kim öne çıksa onu düşman bellemişiz…
15 yıldır bir bakanımız olmuş, onun da ayağını kaydırmak için birbirimizle yarışmışız…
En büyük markamız Sakaryasporumuz’u iyi yönetememiş, mahalle takımlarının karşısına dikmişiz…
Şehrin adını taşıyan bir trenimiz varmış, şehre sokamıyoruz.
Şehrin sözü dinlenen, herkesin saygı duyacağı eşrafı olmamış…
Şehrin gençleri okumaya gittikleri kentlerden, ülkelerden geri dönmemiş…
Şehrin ülke çapında adını duyuran sanatçılarının değerini bilmemişiz.
Bu yüzden Sakarya’da yaşayanların çok büyük bölümü kendisini Sakaryalı olarak görmüyor…
Sakaryalı’yım demek ona zor geliyor…
Bugün Sakarya’da en acil el atılması gereken işlerden biri bu şehre aidiyet duygusunun geliştirilmesidir…
Bunu da ancak bu şehirle ilgili derdi olanlar yapabilir…

Yayınlama: 02.11.2016
668
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.