Bir Avuç Kül

Bir Avuç Kül

Özümsediğim duygular kadar savruk bulutların raks eylediği o nizamda yine sıra dışı bir sergi iken avuç avuç ektiğimiz ve dertop olmuş benliklerimiz iken hüsran balyalarına muhtaç.

Belki de bir ön yargı adına sevgi deyip de kinaye yüklü sancıları bir bir boca ettiğimiz üstelik en gereksiz bağlamda ve her engelli özürde. Öyle ya; özür engelliyiz ki hicap edilesi bir farkındalık geliştirdiğimize dair bir inanla bir bir nakşediyor: Öncesinde güven ardından yitip giden benlik algısı belki de deşifre edip gerisin geri kaçtığımız. Sırada ise ölümlü bir sevgi mağduru ve yine mazlum bir refleks iken döktüğümüz gözyaşı hele ki mutluluk kaynağı ise mağdur bir yürekten kırık bir yüreğe terfi eden.

Kınında saklı olan ise sadece bir avuç kül: Bandıra bandıra yediğimiz hak maliklerinden ve mahkûm belleğimizden kalanlar belki de üzerimize serilmiş ölü toprağı yoksa inanca göre yakılan bedenin külü mü geride kalan?

Neyse ne, demek bile bir engel: Öncelikle boş vermişliğimiz akabinde detone olan fıtratı yine bil mukabil, dercesine görmezden geldiğimiz yoksa gelinmek mi daha kırıcı ve vurucu bir etmen?

Postaladığımız mazi yine de adresini şaşırmayıp her gün bitiminde geceye misafir ettiğimiz: Kolaysa uyu hele ki didiklenirken düş gücü, kâbus mahiyetinde bilinçaltına yerleşik sayısız im belli ki tehdit unsuru belki de benliğin zayıflığı ve küpeştesinde psikolojinin;

hastalıklı bir hemhal yine mazur görünmeyi bekleyip en köşeye itildiğimiz…

Kukumav kuşu gibi gömülü mü kılsak gözlerimizin kepengini asla açmamak üzere kilitlemişken ya da yüreği mühürleyip, aşkı da mı boykot etsek ve derken sevdiklerimizden geriye kalan mevta sevinçler hele ki süklüm püklüm bir kedi yavrusu kadar başımızın okşanmasına ihtiyaç duyduğumuz…

Geçtim çoğu şeyden ve çoğu insandan lakin öncesinde geçtim kendimden, demek ise en yorucu ve bölücü tehdit unsuru bir kez dahi nasiplensek bile İlahi Gücün merhametinde hemhal olmuş insan izleklerine rast gelip de bıraktığımız tüm kinaye ve en arka vagonda hala yürekten sıvışmayı bekleyen duygu silsilesi…

Kesat oysa gerçek dünya ve nasıl da fevri gönlün kabullendiğindense feragat ettiği…

Bir, derken iki ve ufkumuzda kaybolan umudun sancağı oysaki dün dikmiştim… mani tadında aslında günübirlik sevinçler yine oynaşan gölgelerde bir sarkaç tüm olup bitenin kaydının tutulduğu: Sorunlu belki de sorumlu hatta sonradan görme bir sevgi tutanağı, yine sevdiklerimizin yanına çentik atma duygusuyla tüm boş vermişliğimiz ne de olsa İlahi bir mekanizma, tüm boyutsuzluğumuzun nirengi noktası iken yaşama sevinci belki de nüktedan bir yozlaşma bizler birbirimize girmişken ölüm uykudayken ve mabedimiz iken sınırları ihlal edilen…

Yayınlama: 06.02.2017
Düzenleme: 06.02.2017 13:26
1.283
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.