Başbakan acaba o şiiri okuyacak mı?

Başbakan acaba o şiiri okuyacak mı?

SEZAİ MATURCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı AKP kurulduktan sonra Sakarya’ya her gelişinde, her mitingde, her törende, her kongrede izledim…
Her seferinde Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü’nü okudu…
Her seferinde
“Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya!..” diye haykırdı…
Ama Sakarya bir türlü ayağa kalkamadı…
Sakarya hep Türkiye ortalamasının üstünde AKP’ye oy vermesine rağmen, iktidarın gücünden yeterince yararlanamadı…
Şimdi Sakarya yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu karşılamaya hazırlanıyor…
Cumartesi günü Serdivan Spor Salonu’nda partisinin İl Kongresi’ne katılacak.
6 bin kişilik bu salonda ilk kez bir partinin kongresi yapılacak.
Bu nedenle herkes oradaki katılımı ve Davutoğlu’nun Sakarya’ya vereceği mesajları bekliyor.
Davutoğlu kültürel birikimi olan bir politikacı…
Ve çok da iyi şiir okuduğu biliniyor…
Bu yüzden de Davutoğlu’nun konuşmasında bir şiir okuyacağını tahmin ediyorum…
Davutoğlu acaba selefi Erdoğan gibi Sakarya Türküsü’nü mü okur, bir başka şiiri mi?
Örneğin Sezai Karakoç’un Mona Rosa’sı neden olmasın…
“Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak” diye başlayan ve son derece etkileyici bir hikayesi olan bu şiiri Davutoğlu ezbere biliyor…
İl Başkan adaylarıyla görüşmesinde Avukat Sezai Akyol’a bu şiiri soran Davutoğlu Akyol mısraları mırıldanırken, sözü ondan alıp şiiri sonuna kadar, büyük keyifle okumuş…
Bakalım Başbakan Ahmet Davutoğlu Cumartesi günü çok sevdiği bu şiiri yeniden okuyup
“Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar” mısralarını seslendirecek mi?

O şiirin acıklı öyküsü

Mona Roza Tek Gül anlamına gelir.
Bir rivayete göre…
Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır..
Fakat kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz..
Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Akkaya’ya arzeder.
Fakat reddedilince çok üzülür..
Okullar tatil olur. Muazzez hanım Geyve’de yazlıkta kalmaya başlar..
Sezai Karakoç’ ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar..
Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder..
Ona şiirler yazar.
Mona Roza şiirinin her kıtasının baş harflerine dikkat edersek Muazzez Akkaya ismi ortaya çıkar.
Gel zaman git zaman..
Okul biter ve mezuniyet töreni yapılır..
Mezuniyet törenindeyse Sezai Karakoç Mona Roza şiirini okur.
Muazzez Akkaya ise tam karşısındadır.
Şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar. Herkes bir daha okuması için ısrar eder. Ve tam 3 kez Sezai Karakoç bu şiiri ard arda okur.
Sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir ve ona hala teklifinin geçerli olup olmadığını sorar.
Sezai Karakoç senin aşkın artık benimkine yetişemez der ve hayır cevabını verir…
Muazzez Hanım bayılır.
Ertesi gün ise Muazzez Hanım´ın intihar ettiği duyulur.
Sezai Karakoç bundan sonra hiç evlenmez…
Not: Muazzez Hanım’ın intihar ettiği bilgisinin daha sonradan yanlış bir bilgi olduğu iddia edilerek ve kendisinin Amerika’da yaşamını sürdürdüğü söylenmektedir. S.M

Yayınlama: 05.02.2015
Düzenleme: 08.02.2015 11:40
498
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.