Ali İnci’yi alkışlamak lazım

Yazının başlığını görenlerin tepkilerini görür gibiyim. Neden Ali İnci’nin alkışlanması gerektiğini dilimin döndüğü kadar aktarmaya çalışayım.

Adına istişare diyerek istedikleri adayları teşkilatların başına getiren düzene karşı durduğu için İnci’yi alkışlamak yeter de artar bile. Ancak daha fazlasını yaptı Ali İnci.

Ali İnci; Ortaya attığı ismin arkasında durdu. Bir iki karar vericinin kendi siyasi gelecekleri için yaptıkları girişime karşı çıktı. Zorlamayla da olsa demokrasinin işlemesini sağladı. Daha birçok neden sıralamak mümkün Ali İnci’yi alkışlamak için.

Birçok ilçede delegenin rızası bile alınmadan ‘Genel Merkezin Adayı’ diyerek ortaya atılacak isimlere tepki gösterilebileceği gerçeği ortaya çıktı. Erenler’de, Akyazı’da, Karasu’da ve en önemlisi Adapazarı’nda ikinci liste oluşturmak için çalışmalar başladı.

Dün ikinci listeyi dillendiremeyen birçok ilçe, bugün liste çalışması yapıyor. Ali İnci parti içinde sessiz çoğunluğun sesi oldu bir anlamda.

Olaylara farklı taraftan bakmak mümkün. Parti disiplini diye başlayan cümlelerle Ali İnci’nin yaptığına yanlış demekte mümkün. Ama işin doğrusu tabanın istemediği birine, ‘seni istemiyoruz demesinin önünü açmaktı’

Ak Parti’de ‘ben siyaseti’ yok ‘biz varız’ diyenlere sormak istiyorum. Üç dönem vekillik yapıp ardından kenara çekilmeyi düşünmek varken neden 2019 yılında Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na talipsiniz? Partide sizden başka kimse kalmadı mı? Siz olmazsanız parti kapanır mı? Kendi köyünüzde sizi yakından tanıyanlar oy vermezken başka görevlere talip olurken biz siyaseti mi yapmış oluyorsunuz?

Yine konuyu dağıttım. Ve “Güven kardeş parti içi meselelerine girme” diye başlayan eleştiriler gelmeye başlayacak. Biz Ali İnci meselesine geri dönelim…

Ali İnci’yi aday olarak ortaya çıkardığı ismi ortada bırakmadığı, kendine siyasi ikbal hazırlamak isteyenlerin oyunlarına çomak soktuğu ve en önemlisi iki listenin çıkarılabileceğini gündeme getirdiği için alkışlamak lazım.

Milletvekili olmak isteyen Ali İnci’nin böyle bir çıkışla Genel Merkeze ‘kavgacı, hırçın, çok konuşan vs vs gibi özelliklerle aktarılma riskini göze aldığı için de alkışı hak ettiğini düşünüyorum.

Bu haksızlık giderilmeli

Şehrimiz Marmara’nın ortasında olması, geçiş güzergahlarının ortasında bulunması nedeniyle devletin birçok teşvik imkanından yararlanamıyor. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ekim ayının son günlerinde bir hibe teşviği açıkladı.

Yarısı yatırımcıdan yarısı devletten bu projeye kaç kişinin müracaat ettiğini öğrenmek için bir iki telefon trafiği yaptım. Sakarya’dan kırsal kalkınma ile ilgili müracaat yok denecek kadar az.

Sebebini öğrenmeye çalışınca ilginç bir durum çıktı ortaya. Yatırım maliyeti 1 milyonluk kümes kurmak istiyorsunuz. Yarı parasını bakanlık verecek ya…

Belediyeler inşaat ruhsatı kesmiyor. Çünkü Büyükşehir Belediyesi kümes için 10 dönüm şartı getirmiş. Tamam 10 dönümün altında olmasın kümes yapılacak alan. Amma 10 dönüm ve üzeri için mevzi imar planı hazırlanması gerek. Tamam hazırlansın dediğiniz an en az 50 bin lirayı cebinize koymanız gerekiyor. Ve en önemlisi paranızın olması yetmiyor. Vakitte lazım yatırımcıya…

10 dönüm yeriniz için mevzi imar planı isteyin ve müracaatınızı yapın, paranızı yatırın. Büyükşehir Belediyesi’nin planı onaylaması için 3-5 ay gibi bir zaman lazım.

Konuyu çok uzatmaya gerek yok. Büyükşehir Belediyesi henüz elini uzatamadığı köyleri gelir kapısı olarak görmeye başlamış.

Devletin teşviğinden yararlanmak isteyen yatırımcı bürokrasiye takılıyor. Bu kenti yönetenler duruma el atmalı. Sakarya’nın Çark Caddesi ile Atatürk Bulvarı’ndan ibaret olmadığı gerçeği göz önüne alınarak kırsalda yaşayan insanlar mağdur edilmemeli. En azından hibelerden yararlanması için kolaylıklar yapılmalı…